Önüme konan her işe 'eyvallah' demiyorum'
Mesleğinde idealist bir portre çizen Berk Hakman, para kazanma derdinde olmadığını söylüyor. Hakman, her işi kabul etmediğini ve nitelikli projelerde yer almayı tercih ettiğini belirtiyor.
Oyuncu Berk Hakman'ın seyirciyle ilk buluşması 'Okul' filmiyle olmuştu. Daha sonra kritik dizilerde, kritik rollerde karşımıza çıktı. 'Seher Vakti'nden sonra şimdi de 'Kırık Kanatlar' adlı TV dizisinde izlediğimiz Hakman, Ulusoy Travel dergisindeki söyleşide; bu işe nasıl başladığını ve yeni projelerini anlattı:
* İlle de oyuncu olayım diye tutturan biri değildim. Ama kendimi izlediğim vakit birtakım ayrıntılarda o malzemeyi görebiliyordum. Kendimle çok uğraştığım bir dönemde oyunculuğa yöneldim. Sahne, oyun, oyuncu kavramları hayata dair sorgulamalarımla örtüşen imgelerdi benim açımdan. Ardından sınavlara girmeye karar verdim. Derken Mimar Sinan Üniversitesi oyunculuk bölümünü kazandım, dördüncü sınıftayım.
DİZİLERLE ANTRENMAN
* Okulu ne yazık ki daha bitiremedim. Önceleri Seher Vakti epey zamanımı alıyordu, şimdi de Kırık Kanatlar'ın çekimleri var. Bakalım önümüzdeki seneler ne getirecek...
* Sinemayla ilgilendiğimi bilen bir arkadaşım, laf arasında tesadüfen bahsetmişti 'Okul' filminden. Onun gazıyla kendimi Plato Film'de buldum. Sonrasında, filmdeki karakterlerden biri için 'yüzünüz çok uygun' diye çağırdılar, elime de bir text verdiler. Böylece keşfedilmiş oldum (gülüyor).
* Dizi oyunculuğu benim için antrenman gibi, yaptığım işi çok da küçümsemiyorum. Ama bana sorsanız; keşke yoluma tiyatro ve sinema ağırlıklı olarak devam edebilseydim. Tabii şunu da eklemek istiyorum; sadece para kazanma derdine de önüme konan her işe 'eyvallah' demiyorum. İçinde bulunduğum projeler de kendi alanında çok nitelikli işler.
* Aslına bakarsanız, ben de zaman zaman bu kadar idealist bakmamak gerektiğini düşünüyorum. Meselâ; 'Aşk Oyunu' dizisindeki Keremcem'in karakteri için ilk rol teklifi bana gelmişti, ama ben sıcak bakmamıştım. Sonra düşündüm de biraz daha fazla para kazanmanın kime ne zararı olabilir ki!
* Bir dönem müzikle de yakından ilgiliydim. Hem çalmışlığım hem de söylemişliğim var. Önceleri gitar çalıyordum. Sonra klavye gibi tuşlu çalgılara başladım. Bir dönem trompetle de ilgilendim. Trompeti, belli bir seviyeye gelene dek sürekli çalışmak lazım. Ama yeterince vakit ayıramıyordum. Baktım trompete de yazık oluyor, en sonunda sattım. Bir dönem de grup olarak Kadıköy Barlar Sokağı'nda sahne aldık. Rock, blues türlerinde cover yapıyorduk. Sonra kaçınılmaz olarak dağıldık.
* Sürekli ortalarda görünmekten pek hoşlanmıyorum. Zaten merak ettikleri kadar anlatacak sözlerim de yok. Nereye kadar kendimden bahsedebilirim ki! Yüzüm eskimesin diye bir kaygım yok. İlgilenenler de açıp diziyi izlerler.
Bu proje benim için çok önemli
* Yakında Handan İpekçi'nin töre cinayetlerini konu alan 'Saklı Yüzler' isimli filminde yer alacağım. Tabii çekimler bitebilirse... Bu film, bir Türkiye gerçeğini beyazperdeye taşıyacak. Bu projede olmak benim için çok önemli. Aslında varlığından bihaber olduğumuz öyle hayatlar, öyle kahramanlar var ki! Oralara gidip dinleseniz, ağlamanız işten bile değil. Doğunun da doğusu, kapalı bir kutu. Biz de burada sözüm ona kendi gerçekliğimizde yaşıyoruz.